[ad_1]
Tarihi kaynaklara göre, 2 bin yıllık geçmişe sahip ve eski adı “Yesi” olan Türkistan şehri, Hoca Ahmed Yesevi’nin doğduğu ve yaşadığı şehir olarak bilinmektedir. Türkistan bölgesi ayrıca İslam’ın ilk izlerini simgeleyen Arslan Baba Türbesi ve kadim Otrar kenti gibi mimari yapıları da içinde barındırmaktadır. 14. yüzyılda Emir Timur tarafından inşa ettirilen ve Kazakistan’ın ilk UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınan tarihi eseri Yesevi Türbesi, şehrin görkemli yapılarından biridir. Bu eser Türkiye tarafından yenilenmiştir.

1992 yılında temelleri atılan Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi, şehir için büyük öneme sahip bir yapıdır. Türkistan’ın modernleşme ve gelişme çabalarında Türkiye’den gelen girişimcilerin de büyük katkısı bulunmaktadır. Şehirdeki tarihi eserlerin birçoğu Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) tarafından restore edilmiştir. Türkistan Bölgesi Kültür ve Turizm Başkanlığı verilerine göre, geçen yıl 120 bin 344 ziyaretçi şehri ziyaret etmiştir. Bu yılın ilk 6 ayında ise konaklayan kişi sayısı 59 bin 248 olarak belirlenmiştir. Hoca Ahmet Yesevi türbesini ziyaret edenlerin sayısı ise 9 ayda 532 bin 285 kişidir.

Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi’nde tarih bölümü öğretim görevlisi olan Eren Akdeniz, Türkistan’ın en önemli isminin “Pir-i Türkistan” olarak anılan Hoca Ahmet Yesevi olduğunu belirtmektedir. Akdeniz ayrıca Türkistan’ın tarih boyunca önemli olaylara şahitlik etmiş, büyük medeniyetlerin dönüşümünü görmüş muazzam bir coğrafya olduğunu vurgulamaktadır.

Türkiye Türklerinin mensubu olduğu Oğuz boyu da Sırderya’ya yerleşmiştir. Dede Korkut’un anıtının bulunduğu Türkistan dışında birçok Oğuz şehrinin de günümüzde varlığını sürdürdüğü bilinmektedir. Türkistan coğrafyasının tarihi ve kültürel açıdan önemli bir yer olduğunu belirten Akdeniz, Türk dünyasının saygı duyduğu tarihi şahsiyetlerin bu coğrafyada meftun olduğunu ifade etmektedir.

Türkistan’da kabri bulunan Hoca Ahmet Yesevi’nin Anadolu’nun Türkleşmesine büyük katkı sağladığını vurgulayan tur rehberi İsmail Ömer Ali, Yesevi’nin ilim ve tasavvuf alanında yetiştirdiği birçok şahsiyet ile önemli bir rol oynadığını belirtmektedir. Hoca Ahmet Yesevi’nin Divan-ı Hikmet adlı eserin önemine de değinen Ali, Yesevi’nin türbesinin 1386 yılında yapılmaya başlandığını ve o dönemde hiç su kullanılmadan yapıldığını aktarmaktadır.

Hoca Ahmet Yesevi Türbesi rehberi Nurakhmetova Karlygash ise türbenin şehre güzellik kattığını ve tüm Türkleri ziyarete beklediklerini söylemektedir. Türbenin içinde yemekhane, kütüphane ve medrese gibi bölümlerin bulunduğunu ve halen kullanıldığını belirtmektedir. Türbenin yapımında at sütü kımız ve devenin sütüyle yapılan karışımların kullanıldığını da eklemektedir.

[ad_2]
KAYNAK